
Miguel Urbano Rodrigues
ABD'de internet yasağı kabul edilemez
08/02/2012, 11:35
Şu andan itibaren, herhangi bir vatandaş bu yasa gereği, sadece “terörizm”
ile bağı olduğu şüphesiyle süresiz olarak hapsedilebilir ve işkenceye maruz
kalabilir.
Başkan Barack Obama, gecen 31 Aralık’ta, Amerikan halkına
zehirli bir hediye sundu: sözde Ulusal Savunma Yetki Yasası’nı* yürürlüğe
soktu.
Yaptığı bu müdahaleyi haklı göstermek için yaptığı konuşma bir
ikiyüzlülük modeliydi. Başkan yasanın birkaç paragrafına katılmadığını da
belirtti. Bu durumda, yasa veto edilebilir ya da önerilen metin iade
edilebilirdi. Ama olmadı.
Senato, 24 Ocak’ta, Amerika Birleşik
Devletleri hükümeti tarafından içeriği yasadışı veya tehlikeli kabul edilen
herhangi bir web sitesini suçlama yetkisini Adalet Bakanlığı’na verecek olan
SOPA (Online Korsanlığı Durdurma Yasası) projesini oylayacak. Tartışılan metne
göre, bir sosyal ağa sadece bir makalenin yerleştirilmesi bile Washington'daki
Adalet Bakanlığının müdahalesine neden olabilecek. Zaten, bu girişim bazı medya
kuruluşları tarafından siyasi bir deprem olarak tanımlandı.
Bu, o kadar
çok paniğe neden oldu ki Netcoalition.com -Facebook, Twitter, Google, Yahoo, AOL
ve Amazon gibi dijital devlerin ittifakıyla birlikte- projenin kongre tarafından
onaylanması durumunda saatlerce sürecek "kolektif bir karartma"
gerçekleştirileceğini açıkladı.
Teorik olarak dijital korsanlıkla
mücadele etme ihtiyacının motive ettiği yasa, dünya çapında uygulanacak. Başka
bir deyişle, eğer bir web sitesi, Avrupa, Asya ya da Afrika’dan yayın yapan,
Amerikalı yetkililerin “tehlikeli” bulduğu bir şeyi yayımlarsa, Obama’nın
adaleti tarafından engellenebilecek.
Onu çevreleyen retoriği paramparça
eden, şu anda yürürlükte olan Ulusal Savunma Yetki Yasası, ülkenin iki yüz
yıllık anayasasını pratikte uygulanamaz hale getiriyor. Obama, temel
özgürlükleri ortadan kaldıran “ulusal güvenliğe yönelik El Kaide tehdidi”
girişimini haklı ve yerinde bulduğunu söyledi. Şu andan itibaren, herhangi bir
vatandaş, bu yasa gereği, sadece “terörizm” ile bağı olduğu şüphesiyle süresiz
olarak hapsedilebilir. Ve nihayetinde, Kongre tarafından onaylanan başka bir
yasa bağlamında işkenceye maruz kalabilir.
Michel Chossudovsky, Başkanın
bu ağır kararını, Reichstag yangınından sonra Mareşal Hindenburg’un 1933 yılında
“Devleti ve Halkı Korumak” için imzaladığı, Hitler’in çıkardığı kararnameyi
hatırlatarak yorumladı. Amerika Birleşik Devletleri’nde gerici yasaların
çoğalması, bu büyük Cumhuriyette demokratik yönetimin sonunun geldiğine işaret
ediyor.
Obama, birkaç gün önce Savunma bütçesini savunduğu konuşmasında,
Amerika Birleşik Devletleri'nin dünya egemenliği stratejisinin belirlenmesinde
-eski CIA direktörü tarafından yönetilen, şimdi Panetta önderliğindeki-
Pentagon'un rolünün artırıldığını doğruladı. Şimdi önceliğin Asya olduğunu
açıklayan Başkan Obama, Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyanın en önemli
askeri gücü olduğunu ve olmaya devam edeceğini üstüne basa basa belirtti. Bunu
açıkça hatırlattı. ABD Savunma Bakanlığı bütçesi, kendisini izleyen ilk on
bütçenin toplamını aşıyor.
Rejimin bozulması yıldan yıla daha da
belirgin hale geliyor. Faşist Silahlı Kuvvetlerin, emperyalist savaşları artık
inkâr edilemez. Bu gelişimi değerlendiren saygın uluslararası gözlemciler ve
bazı Kuzey Amerikalılar, üçüncü milenyumun şafağında Amerika Birleşik
Devletleri’ni “demokratik diktatörlük” olarak tanımlıyorlar.
Chossudovsky daha da ileri gidiyor; Amerika Birleşik Devletleri’nin
“sivil kıyafetli askeri totaliter bir devlete” doğru büyüyen bir eğilimde
olduğunu yazarken bunun acı bir kanıt olduğunu öne sürüyor. Bu görüntüyü
kaldırmak, hayatın sürekliliği için emperyalizmi tehdit olarak görenler için bir
zorunluluktur. Görev zor, fakat vazgeçilmezdir.
Önemli ölçüde, bu
makalede açıklanan faşist yasalar, Portekiz’de neredeyse hiç farkına varılmadan
geçecek. Burjuvazinin hizmetindeki analistler ve medya, Portekiz’i ezen ve küçük
düşüren, insanlığın yüzkarası yeni sömürgeci vassallığın açık gösterisinde
referans olan konuyu görmezden gelecekler.
*
Ulusal Savunma Yetki Yasası, eski Başkan Bush döneminde yürürlüğe giren,
11 Eylül sonrasında uygulamaya konan ve insan hakları ihlallerine imkân veren
yasaların devamı niteliğinde bir yasadır. Bu kanun, istendiği takdirde Amerikan
hükümetine kendi vatandaşlarını tutuklama ve işkence yapma yetkisi veriyor.
La Haine/Çev.: Atiye
Parılyıldız/senndika.org