AB'den 31 Ocak'ta ayrılacağız
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, ülkesinin, Avrupa Birliği'nden 31 Ocak'ta kesinlikle ayrılacağını söyledi.
20’nci yüzyılın başından bu yana “Amerikan rüyası”nı gerçekleştirmek için milyonlarca insan dünyanın her yerinden Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) göç etti. Demokrasinin, çoğulculuğun sembolü olarak lanse edilen ABD’nin son yıllardaki toplu katliamlarla sallantıda olan bu imajı tükenme noktasına geldi.
“Kendimizi av hayvanları gibi hissediyoruz”
Ülkenin en önemli gazetelerinden New York Times’ta yayınlanan bir makalede, El Paso saldırısıyla birlikte Amerikan Rüyası’nın öldüğünü yazdı.
Özellikle Latin Amerika kökenli Amerikalıların kendilerini büyük tehdit altında hissettikleri yazılırken, yapılan röportajlarda “Torunlarımın geleceği için bu terörün içinde yaşamaya katlanacağım. Yoksa geri dönerdim” diyen bir kişinin yanı sıra “Kendimizi ölüme hazır av hayvanları gibi hissediyoruz. Daha ne kadar böyle devam edecek bilmiyoruz. Dayanmak çok güç” türü ifadeler kullanılıyor. Beyaz olmayanlara yönelik ırkçılığın medya aracılığıyla desteklenmesi, bu korkuyu daha da vahim kılıyor. Irkçılık ve toplu katliamların sıradanlaştığı ülkede ötekileşmenin kolaylığı ve ötekilerin hayatlarının tehlike altında olması, “bildiğimiz Amerika’nın sonu” şeklinde tanımlanıyor.
“FBI’dan terörist saldırı” kararı
ABD’nin Teksas eyaletinde El Paso şehrindeki Cielo Vista alışveriş merkezinde, süpermarket zinciri Walmart’ta 5 Ağustos’ta silahlı saldırı düzenlenmişti.
Patrick Crusius adlı teröristin 20 kişiyi öldürdüğü saldırı, Kuzey Kaliforniya’daki yaz yiyecekleri festivalinde 18 yaşından küçük bir saldırganın ateş açarak 3 kişiyi öldürmesinden bir hafta sonra yaşanmıştı. Öte yandan FBI, El Paso’daki katliamın bir terör saldırısı olarak inceleneceğini açıkladı. Benzer bir talep, saldırıda 3 vatandaşını kaybeden Meksika’dan da gelmişti. Ayrıca olay sonrası Amerikan kamuoyunda vatandaşların silahlanmasına yönelik kısıtlamalar getirilmesi için büyük bir kampanya başladı. Sıradan bir vatandaşın pek çok ateşli silaha kolayca erişebildiği ülkede bu durumun toplu katliamların oluşmasına destek verdiği kanısı gittikçe güçleniyor.